dul-ve-yetim-maasi-1

Dul ve Yetim Maaşları Hakkında Bilinmesi Gerekenler


Dul ve Yetim Maaşları Hakkında Bilinmesi Gerekenler. Sosyal güvenlik sistemi, sigortalıların vefatı durumunda geride kalan hak sahiplerini ekonomik olarak korumayı amaçlayan çeşitli mekanizmalar sunmaktadır. Bu mekanizmaların en önemlilerinden biri, halk arasında “dul ve yetim maaşı” olarak bilinen, ancak yasal terminolojide “ölüm aylığı” olarak adlandırılan ödemedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, bu hakkın yasal temelini oluşturur ve kimlerin, hangi şartlarda bu haktan yararlanabileceğini düzenler. Bu rehber, özellikle boşanmış ve dul kadınların ölüm aylığı konusundaki haklarını, sıkça karıştırılan kavramları netleştirerek ve tüm detaylarıyla ele almaktadır.

“Ölüm Aylığı” Kavramının Tanımlanması

Ölüm aylığı, vefat eden bir sigortalının geride kalan ve kanunla “hak sahibi” olarak tanımlanan yakınlarına, belirli şartları sağlamaları koşuluyla Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bağlanan düzenli bir gelirdir. Bu, tek bir ödeme türü olmayıp, hak sahibinin vefat eden kişiye olan yakınlığına göre “dul aylığı” (eş için) veya “yetim aylığı” (çocuklar için) olarak isimlendirilir. Ölüm sigortası kapsamında sağlanan haklar yalnızca aylık bağlanmasıyla sınırlı değildir; aynı zamanda ölüm toptan ödemesi, evlenme ödeneği ve cenaze ödeneği gibi diğer mali destekleri de içerir.

“Hak Sahipleri” Kimlerdir?

5510 sayılı Kanun’a göre, vefat eden sigortalının ardından ölüm aylığı talep etme hakkına sahip olan kişiler “hak sahipleri” olarak tanımlanır. Bu kişiler öncelik sırasına göre vefat edenin eşi, çocukları ile belirli koşullar altında anne ve babasıdır. Her bir hak sahibi grubu için aranan şartlar ve alacakları aylık oranı farklılık göstermektedir.

Boşanmış Kadın ve Dul Kadın Ayrımı

Bu konudaki en temel ve en sık yanılgıya düşülen nokta, “boşanmış kadın” ile “dul kadın” statülerinin karıştırılmasıdır. Hukuki olarak bu iki statü, ölüm aylığı hakları açısından tamamen farklı sonuçlar doğurur:

  • Dul Kadın: Vefat eden eşiyle, ölüm anında resmi evlilik bağı devam eden kadındır. Bu kadın, vefat eden eşinden dolayı “dul aylığı” alma hakkına sahiptir.
  • Boşanmış Kadın: Vefat eden eski eşiyle arasındaki resmi evlilik bağı, ölümden önce mahkeme kararıyla sona ermiş kadındır. Boşanma ile “eş” statüsü ortadan kalktığı için, vefat eden eski eşinden dul aylığı alamaz. Ancak boşanma, kadının vefat eden anne veya babasından “yetim aylığı” alma hakkını yeniden canlandırır.

Bu kritik ayrımın anlaşılması, hakların doğru bir şekilde talep edilmesi ve beklentilerin doğru yönlendirilmesi açısından hayati önem taşımaktadır.

Bölüm 1: Dul Aylığı (“Dul Maaşı”): Vefat Eden Eşten Doğan Haklar

Dul aylığı, vefat eden sigortalının geride kalan eşine sağlanan en temel güvencedir. Bu hakkın doğması için hem vefat eden sigortalının hem de hayatta kalan eşin belirli şartları taşıması gerekmektedir.

Vefat Eden Eş İçin Aranan Sigortalılık Şartları

Hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için vefat eden sigortalının belirli bir prim ödeme geçmişine sahip olması zorunludur. Kanun bu konuda genel bir kural ve 4/a (SSK) sigortalıları için bir istisna öngörmektedir.

  • Genel Kural: Vefat eden sigortalının, hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekir. Bu şart, 4/b (Bağ-Kur) ve 4/c (Emekli Sandığı) sigortalıları için temel gerekliliktir.
  • İstisnai Kural (4/a – SSK’lılar için): Kanun koyucu, bir işverene bağlı olarak çalışan 4/a (SSK) sigortalıları için daha esnek bir şart getirmiştir. Bu sigortalıların hak sahipleri için, her türlü borçlanma süresi (askerlik, doğum vb.) hariç olmak üzere en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplamda 900 gün prim bildirilmiş olması da ölüm aylığı bağlanması için yeterlidir. Bu alternatif düzenleme, kanun koyucunun devletin mali kaynaklarını gözeterek sosyal güvenlik hakkını genişletme takdirinin bir sonucudur.
  • Bağ-Kur’lular (4/b) İçin Ek Şart: Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan (eski adıyla Bağ-Kur’lu) sigortalıların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için kritik bir ek şart bulunmaktadır. Vefat eden sigortalının, genel sağlık sigortası primi dahil olmak üzere prime ilişkin hiçbir borcunun bulunmaması gerekmektedir. Aksi takdirde, borçlar ödenene kadar aylık bağlanmaz.

Hayatta Kalan Eş (Dul Eş) İçin Tek Şart: Resmi Evlilik Bağı

Vefat eden sigortalının prim şartlarını sağlaması durumunda, hayatta kalan eşin dul aylığı alabilmesi için yerine getirmesi gereken tek ve mutlak bir koşul vardır: Sigortalının vefat ettiği tarihte aralarında yasal bir evlilik bağının bulunması. Bu kuralda herhangi bir cinsiyet ayrımı gözetilmemektedir; vefat eden eşinden dolayı erkekler de dul aylığı alabilir.

Boşanmış Eşin Durumu: Neden Dul Aylığı Alınamaz?

Boşanma, evlilik birliğini yasal olarak sona erdiren bir mahkeme kararıdır. Bu karar kesinleştiği andan itibaren tarafların birbirlerine karşı “eş” statüsü ortadan kalkar. Dolayısıyla, eski eş vefat ettiğinde, hayatta kalan kişi yasal olarak “dul eş” değil, “boşanmış eş” konumundadır. Bu nedenle, vefat anında yasal evlilik bağı bulunmadığından, boşanmış bir kadının vefat eden eski kocasından dul aylığı talep etmesi hukuken mümkün değildir.

Bu durum, sıkça karıştırılan nafaka hakkından tamamen farklıdır. Nafaka, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek tarafı korumayı amaçlayan ve Türk Medeni Kanunu’ndan doğan bir borçtur. Ancak nafaka yükümlülüğü, borçlunun ölümüyle birlikte sona erer ve mirasçılara devredilmez. Aylığı ise bir medeni hukuk borcu değil, sosyal güvenlik sisteminden doğan bir sigorta hakkıdır.

Dul Eşin Çalışması veya Kendi Emekli Aylığının Olması

Dul aylığına hak kazanmada temel odak noktası, vefat anındaki medeni durumdur, ekonomik durum değil. Kanun koyucu, dul aylığını bir “muhtaçlık” yardımı olarak değil, vefat eden eşin sigortalılık süresince biriktirdiği hakların bir yansıması olarak tasarlamıştır. Bu, sistemin bir sosyal yardım değil, bir sigorta mekanizması olduğunu gösteren temel bir ayrımdır. Bu felsefe doğrultusunda, 5510 sayılı Kanun’a göre dul eşin sigortalı bir işte çalışması veya kendi sigortalılığından dolayı emekli, malullük ya da yaşlılık aylığı alıyor olması, vefat eden eşinden dul aylığı almasına engel teşkil etmez. Ancak bu durum, bağlanacak aylığın oranını etkileyebilir ve genellikle %75 olan payın %50’ye düşmesine neden olur.

Dul Aylığının Kesilme Halleri

Dul aylığı, ömür boyu koşulsuz bir hak değildir. Belirli durumların gerçekleşmesi halinde kesilir.

  • Yeniden Evlenme: Aylığın kesilmesine neden olan en temel ve yaygın durum, dul eşin yeniden resmi olarak evlenmesidir.
  • Evliliğin Sona Ermesi: Eğer yapılan bu ikinci evlilik de ölüm nedeniyle sona ererse, dul eşin talebi üzerine ilk eşinden bağlanan aylık yeniden başlatılır. Hatta ikinci eşten de ölüm aylığına hak kazanılması durumunda, kişiye bu iki aylıktan tercih ettiğini seçme hakkı tanınır.
  • Diğer Haller: Türk vatandaşlığından çıkma veya çıkarılma da aylığın kesilmesini gerektiren diğer bir durumdur.

Bölüm 2: Yetim Aylığı (“Yetim Maaşı”): Boşanmış Kadının Vefat Eden Anne-Babasından Doğan Hakları

Boşanmış bir kadın için sosyal güvenlik sistemindeki en önemli haklardan biri, vefat etmiş anne veya babası üzerinden “yetim aylığı” alma imkanıdır. Evlilik, kız çocuklarının bu hakkını askıya alırken, boşanma bu hakkı yeniden canlandırır.

Boşanma ile Yeniden Doğan Hak

Bir kız çocuğu evlendiğinde, vefat eden anne veya babasından almakta olduğu yetim aylığı kesilir. Ancak bu evlilik, boşanma kararıyla veya eşin vefat etmesiyle sona erdiğinde, kesilmiş olan yetim aylığı hakkı yeniden doğar. Kişinin SGK’ya başvurması halinde, boşanma tarihini veya eşin vefat tarihini takip eden ay başından itibaren yetim aylığı yeniden bağlanır.

Kız Çocukları İçin Yetim Aylığı Alma Şartları

Boşanmış veya hiç evlenmemiş bir kız çocuğunun vefat eden ebeveyninden yetim aylığı alabilmesi için üç temel şartı birlikte sağlaması gerekir:

  1. Medeni Durum Şartı: Kişinin bekar, boşanmış veya dul olması zorunludur. Resmi olarak evli olan bir kız çocuğuna, eşi hayattayken babasından veya annesinden yetim aylığı bağlanmaz.
  2. Gelir ve Sigortalılık Şartı: Kişinin, 5510 sayılı Kanun kapsamında (4/a, 4/b veya 4/c) veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olarak çalışmıyor olması VE kendi sigortalılığı nedeniyle bir gelir veya aylık (emekli, malullük aylığı gibi) almıyor olması gerekmektedir. Örneğin, kendi işyerinden dolayı Bağ-Kur’dan emekli olmuş bir kadın, bu şartı sağlamadığı için vefat eden babasından yetim aylığı alamaz.
  3. Yaş ve Öğrenim Şartı Olmaması: Erkek çocuklarında yetim aylığı öğrenim durumuna göre 20 veya 25 yaş sınırı ile kısıtlanmışken, kız çocukları için herhangi bir yaş ya da öğrenim şartı aranmaz. Yukarıdaki iki şartı sağladığı sürece, yaşı kaç olursa olsun yetim aylığı alabilir.

Dul aylığının aksine, yetim aylığına hak kazanmada odak noktası ekonomik bağımsızlıktır. Kanun koyucunun “çalışmama ve kendi sigortalılığından gelir/aylık almama” şartını getirmesi, yetim aylığının, ekonomik olarak kendi geçimini sağlayamayan ve vefat eden ebeveynine “bağımlı” kabul edilen çocukları korumaya yönelik, sosyal yardım niteliği daha ağır basan bir ödenek olarak tasarlandığını göstermektedir. Bu, hak sahipliğinin yasal statüye dayandığı dul aylığı ile arasındaki temel felsefi farkı ortaya koyar.

İstisna: Emekli Sandığı (4/c) Kapsamındaki Ayrıcalık

Genel kuralın çok önemli bir istisnası, vefat eden ebeveyni Emekli Sandığı’na (5434 sayılı Kanun veya yeni sistemde 5510/4-c’li) tabi olan kız çocukları için geçerlidir. Eğer vefat eden ebeveyn memur veya memur emeklisi ise, geride kalan kız çocuğu kendisi 4/a (SSK) veya 4/b (Bağ-Kur) kapsamında sigortalı olarak çalışsa dahi, babasından/annesinden aldığı yetim aylığı kesilmez. Bu, diğer sigorta kollarında olmayan, Emekli Sandığı’na özgü tarihsel bir haktır. Ancak bu istisnanın da sınırları vardır:

  • Eğer kız çocuğu kendisi de memur (4/c’li) olarak çalışmaya başlarsa,
  • Veya herhangi bir sigorta kolundan (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı) emekli aylığı almaya hak kazanırsa, Emekli Sandığı’ndan aldığı yetim aylığı kesilir.

Bu istisnai durum, sosyal güvenlik sisteminin tam entegrasyonu öncesindeki farklı uygulamaların bir kalıntısı olup, devletin kendi memurlarının ailelerine tarihsel olarak daha geniş haklar tanımasının bir yansımasıdır.

Bölüm 3: Birden Fazla Aylığa Hak Kazanma Durumları (Çift Maaş Sorunsalı)

Hak sahiplerinin hem vefat eden eşlerinden hem de anne/babalarından aylığa hak kazanması, sosyal güvenlik hukukunun en karmaşık alanlarından birini oluşturur. Bu konudaki uygulamalar, 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren sosyal güvenlik reformu ile köklü bir şekilde değişmiştir.

Kritik Milat: 1 Ekim 2008 Reformu

1 Ekim 2008, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nın tek çatı altında birleştirildiği ve 5510 sayılı Kanun’un tam olarak yürürlüğe girdiği tarihtir. Bu tarih, özellikle birden fazla dosyadan aylık alma (çift maaş) kurallarını standartlaştırmış ve önemli ölçüde kısıtlamıştır. Bu tarihten önceki sistem, farklı kurumların kendi kurallarıyla işlemesi nedeniyle, kurumların farklı olması şartıyla çift maaş alınmasına imkan tanıyordu. 5510 sayılı Kanun ise finansal sürdürülebilirlik adına bu uygulamayı rasyonelleştirmeyi amaçlamıştır.

Hem Eşten Hem de Anne/Babadan Aylığa Hak Kazanma (5510 Sayılı Kanun Madde 54)

Bir kadının hem dul (eşinden) hem de yetim (anne/babasından) aylığına hak kazanması durumunda, uygulama vefat tarihlerine göre değişir:

  • 1 Ekim 2008 Sonrası Vefatlar: Eğer hem eşin hem de anne/babanın vefat tarihleri 1 Ekim 2008’den sonra ise, kural nettir. 5510 sayılı Kanun’un 54. maddesi uyarınca, hak sahibine bu iki aylıktan yalnızca bir tanesi ödenir. Kişiye, miktar olarak daha yüksek olan aylığı tercih etme hakkı verilir.
  • 1 Ekim 2008 Öncesi Vefatlar ve Kazanılmış Haklar: Eğer vefatlardan en az biri bu tarihten önce ise, durum karmaşıklaşır ve “kazanılmış haklar” ilkesi devreye girer. Bu durumda belirleyici olan, vefat edenlerin sigortalılık statüleridir:
    • Farklı Sigorta Statüleri: Eğer vefat eden eş ve baba farklı kurumlara tabi ise (örneğin, eş SSK’lı, baba Emekli Sandığı’na tabi ise), her iki aylığın da tam olarak bağlanması mümkündür. Bu, 2008 öncesi sistemin en bilinen “çift maaş” uygulamasıdır ve kazanılmış hak olarak korunmaktadır.
    • Aynı Sigorta Statüsü: Eğer eş ve baba aynı kuruma tabi ise (örneğin ikisi de SSK’lı), genel kural yine tercih hakkı sunulması yönündedir. Ancak Yargıtay, bu kurala önemli istisnalar getirmiştir. Özellikle vefat tarihlerinden birinin 06.08.2003 gibi belirli kritik tarihlerden önce olması durumunda, Yargıtay içtihatları doğrultusunda her iki aylığın da bağlanabildiği durumlar ortaya çıkmıştır.

Bu durum, büyük yasal reformların her zaman öngörülemeyen hukuki sonuçlar doğurabildiğini ve yargının bu süreçte kanun boşluklarını doldurarak dengeleyici bir rol oynadığını göstermektedir. Reform, sistemi mali olarak rasyonelleştirirken, geçiş dönemindeki vakalar için hukuki karmaşıklığı artırmıştır.

Hem Anneden Hem de Babadan Yetim Aylığına Hak Kazanma

Bir çocuğun hem annesinden hem de babasından yetim aylığına hak kazanması durumunda, kural daha basittir. 5510 sayılı Kanun’a göre, çocuğa bu aylıklardan tutarı yüksek olanın tamamı, düşük olanın ise yarısı bağlanır.

Bölüm 4: Ölüm Aylığı Hesaplaması ve Paylaşım Oranları

Ölüm aylığının miktarı, vefat eden sigortalının sigortalılık süresince SGK’ya bildirilmiş prime esas kazançlarına ve toplam prim ödeme gün sayısına göre belirlenir. Hesaplanan bu brüt aylık, daha sonra hayatta kalan hak sahipleri arasında kanunda belirtilen oranlara göre paylaştırılır.

Hak Sahipleri Arasında Paylaşım

Bağlanacak toplam aylık tutarı, sigortalıya ait aylığın tamamını geçemez. Paylaşım oranları, geride kalan hak sahiplerinin kimler olduğuna ve durumlarına göre değişkenlik gösterir. En yaygın senaryolara göre paylaşım oranları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

Tablo 1: Hak Sahiplerine Göre Ölüm Aylığı Paylaşım Oranları

Hayatta Kalan Hak SahipleriDul Eşin PayıÇocukların Payı (Her Biri İçin)Toplam Pay
Sadece Dul Eş (Çalışmıyor/Emekli Değil)%75%75
Sadece Dul Eş (Çalışıyor/Kendi Emekli Aylığı Var)%50%50
Dul Eş + 1 Yetim Çocuk%60%30%90
Dul Eş + 2 Yetim Çocuk%50%25%100
Dul Eş + 3 veya daha fazla Yetim Çocuk%50%25 (Toplam %75’i aşamaz)%100
Sadece 1 Yetim Çocuk%50%50
Sadece 2 Yetim Çocuk%40 (Toplam %80)%80
Dul Eş + Anne ve/veya Baba (Çocuk Yok)%75Değişken*

*Anne ve babanın aylık alabilmesi için belirli gelir kriterlerini sağlamaları ve diğer hak sahiplerinden pay artmaması gerekir. Payları toplamda %25’i geçemez.

Bölüm 5: Muvazaalı Boşanma Riski ve Sonuçları

Sosyal güvenlik sisteminin sunduğu haklar, ne yazık ki bazen kötüye kullanılabilmektedir. Yetim aylığı bağlamında en sık karşılaşılan suiistimal türü, “muvazaalı boşanma”dır.

Muvazaalı (Anlaşmalı/Hileli) Boşanma Nedir?

Muvazaalı boşanma, evlilik birliğini gerçekten sona erdirme amacı olmaksızın, sırf vefat eden anne veya babadan yetim aylığı alabilmek amacıyla kağıt üzerinde boşanıp, fiilen birlikte yaşamaya devam etme eylemidir. Bu durum, SGK’yı yanıltarak haksız menfaat temin etme amacı taşır.

SGK’nın Tespit Yöntemleri

SGK, bu tür hileli eylemleri tespit etmek için çeşitli denetim mekanizmaları kullanır. Bu denetimler, sistemin finansal bütünlüğünü ve “tüyü bitmemiş yetimin hakkını” korumak için geliştirilmiş bir savunma mekanizmasıdır. Tespit yöntemleri şunları içerir:

  • İhbarlar: Vatandaşların ALO 170 hattı, BİMER/CİMER veya doğrudan SGK’ya dilekçe ile yaptıkları ihbarlar en yaygın başlangıç noktasıdır.
  • Denetmen Soruşturmaları: İhbar veya şüphe üzerine görevlendirilen sosyal güvenlik denetmenleri, boşanmış çiftin kayıtlı adreslerinde, komşuları ve sosyal çevrelerinde (muhtar, akrabalar vb.) kapsamlı araştırmalar yapar.
  • Veri Analizi: Adres kayıtları, elektrik, su, doğal gaz gibi abonelik faturaları ve diğer resmi kayıtlar incelenerek fiili birlikteliğin devam edip etmediği araştırılır.

Bu denetim süreci, bireylerin özel hayatlarına (kiminle, nerede yaşadıkları) bir müdahaleyi gerektirse de, Anayasa Mahkemesi, ilgili yasa hükmünün özel hayatın gizliliğine aykırı olmadığına ve kamu kaynaklarının korunmasının bu durumda daha ağır bastığına karar vermiştir. Bu durum, sosyal devletin sağladığı hakların kötüye kullanılmasını önleme görevi ile bireyin temel hak ve özgürlükleri arasındaki hassas dengeyi ortaya koymaktadır.

Ağır Yaptırımlar

Muvazaalı boşanma tespit edildiğinde, sonuçları hak sahibi için oldukça ağırdır:

  1. Aylığın Kesilmesi: Tespit edildiği an, bağlanmış olan yetim aylığı derhal kesilir.
  2. Yersiz Ödemelerin Geri Alınması: Daha da önemlisi, o güne kadar ödenmiş olan tüm aylıkların toplamı, yasal faiziyle birlikte kişiden geri talep edilir. Bu, ciddi bir mali yükümlülük doğurur.
  3. Hukuki Durum: Geçmişte bu eylem nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilip ceza davası açılabiliyorken, güncel Anayasa Mahkemesi kararları ve yönetmelik değişiklikleri doğrultusunda SGK, artık savcılığa suç duyurusunda bulunmaktan vazgeçmiş ve konuyu idari bir işlem olarak yürütmektedir. Yaptırım, aylığın kesilmesi ve ödenen tutarların faiziyle geri alınması şeklinde uygulanmaktadır.

Bölüm 6: Başvuru Süreci ve Diğer Haklar

Ölüm aylığına hak kazanan kişilerin, bu hakkı alabilmeleri için SGK’ya usulüne uygun bir başvuru yapmaları gerekmektedir.

Ölüm Aylığı Başvurusu Adım Adım

  • Başvuru Kanalları: Başvurular, e-Devlet kapısı üzerinden “Ölüm Aylığı ve Hak Sahipliği Başvurusu” hizmeti kullanılarak online olarak veya vefat eden sigortalının dosyasının bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğü’ne şahsen yapılabilir.
  • Süreç Takibi: Başvurunun durumu, yine e-Devlet üzerinden veya SGK’nın ALO 170 iletişim hattı aracılığıyla takip edilebilir. Aylıklar, başvuruyu takip eden ay başından itibaren ödenmeye başlar.

Gerekli Belgeler Listesi (Checklist)

Başvuru sırasında genellikle aşağıdaki belgeler talep edilir, ancak e-Devlet üzerinden yapılan başvurularda bu belgelerin birçoğu sistem tarafından otomatik olarak temin edilmektedir:

  • Tahsis Talep ve Beyan Taahhüt Belgesi (SGK’dan veya internet sitesinden temin edilebilir)
  • Vukuatlı Nüfus Kayıt Örneği
  • Veraset İlamı veya Mirasçılık Belgesi (Noterden veya Sulh Hukuk Mahkemesinden alınır)
  • Hak sahiplerine ait birer adet vesikalık fotoğraf (bazı durumlarda istenebilir)
  • Öğrenci Belgesi (18 yaşını doldurmuş erkek çocuklar için)
  • Malul çocuklar için Sağlık Kurulu Raporu

Evlenme Ödeneği (Çeyiz Parası)

Vefat eden anne veya babasından yetim aylığı almakta olan kız çocukları, evlenmeleri durumunda “evlenme ödeneği” (halk arasında çeyiz parası) alma hakkına sahiptir.

  • Tutar: Talep edilmesi halinde, kişiye almakta olduğu en son yetim aylığının 24 katı tutarında, bir defaya mahsus olmak üzere toplu bir ödeme yapılır.
  • Sonuçları: Evlenme ödeneği alan kız çocuğunun yetim aylığı kesilir. Eğer bu evlilik iki yıl içinde sona ererse, iki yıllık süre dolana kadar yeniden yetim aylığı bağlanmaz. Bu hakkı talep etmek için evlilik tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre bulunmaktadır.

Cenaze Ödeneği

Vefat eden sigortalının cenaze masraflarının karşılanması amacıyla, ailesine tek seferlik ödenen bir yardımdır. Bu ödenek, sırasıyla vefat edenin eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa anne-babasına veya kardeşlerine yapılır. Eğer cenaze masrafları bu kişiler dışında birisi tarafından karşılandıysa, belgelenmesi koşuluyla masrafı yapan kişiye de ödenebilir.

Bilgiyle Haklarınızı Koruyun ve Doğru Adımları Atın

Boşanmış ve dul kadınlar için ölüm aylığı konusu, görüldüğü üzere birçok teknik detay, kural ve istisna içermektedir. Bu rehberde ele alınan kilit noktalar; dul ve yetim aylığı arasındaki temel fark, 1 Ekim 2008 reformunun getirdiği köklü değişiklikler, çift maaş konusundaki karmaşık kurallar ve muvazaalı boşanmanın ağır sonuçlarıdır.

Sosyal güvenlik hakları, bilgi sahibi olunduğunda ve doğru adımlar atıldığında bireyler için önemli bir güvence sağlar. Özellikle birden fazla aylığa hak kazanma gibi karmaşık durumlarda, hak sahiplerinin en güncel bilgiyi doğrudan SGK’dan veya bir sosyal güvenlik uzmanından alması, olası hak kayıplarını önlemek adına kritik öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki, doğru ve zamanında yapılan bir başvuru, yasal haklarınıza eksiksiz bir şekilde kavuşmanızın ilk ve en önemli adımıdır.


En Son Eklenen Yazılarımız